Mutluluk içinizden gelirse, onu kimse elinizden alamaz
Kendi değerimizin farkına varmadığımız müddetçe iyileşemeyiz. Ancak kendimize şefkat, sevgi, ilgi ve anlayış göstererek iyileşmeye başlayabiliriz.
Travma ve yapılan kötülük sonucunda kendinizi koruma kapasitenizin nasıl parçalandığını görmek, kendinizi ne kadar çaresiz ve yardıma muhtaç hissettiğiniz ve hayatta kalabilmek için canınız pahasına nasıl direndiğinizi fark etmek çözüme giden ilk adımdır. Problemleriniz altında ne yattığını görmek ve onları anlamak, iyileşme yolunda ilerlemeye başlamaktır.
Pozitif psikoloji öncülerinden Mihaly Csikzenmihalyi, insanın mutsuzluğu doğru meyil etmesinin aslında insanın doğasından kaynaklandığını söyler. Mutsuzluk ve bu nedenle olaylara çözüm aratmanın bir organizmanın yaşamda kalmasını kolaylaştırdığını ve kendisine düşman ortamlarda olaylar karşısında daha fazla seçenek üretebildiğini düşünür.Tehlikeli olaylar karşısında daha uyanık ve cevap vermeye daha yetkin hale geldiklerini ve bu nedenle beklenilmeyen veya uyulmayana karşı hazırlıklı olmayı kolaylaştırdığını savunur.İnsan beyninin bu nedenle her zaman negatife karşı bir yakınlığı vardır ve insanın dikkati şiddet ve tehlikeye ilgi duyar.Bu nedenle mutsuzluğun mutluluğa giden yolun taşlarını döşediğini de düşünebiliriz. Mutsuzluğun bizi bugünlere taşıyan ve hayatta kalmamızı sağlayan temel element olduğunu düşünürseniz, mutsuz olduğunuzda bir saniye bile bunu hatırlamak ve ‘bu da geçer’ bilincinin farkında olmak işleri kolaylaştırır.
